Değişimin hızının ve kapsamının belirlenemediği, olayları anlamakta zorlandığımız ve öngörü yapamadığımız bir dönemden geçiyoruz. Siyasal belirsizlikler, ekonomideki dalgalanmalar, dijital dönüşümün yarattığı üretim süreçlerindeki değişiklikler, artan çalışan talepleri ve müşteri beklentileri, sosyal ve çevresel faktörler gibi bir çok etken nedeniyle ”VUCA” dönemindeyiz.
Soğuk Savaş’ın bitmesi ve asimetrik tehditlerin ortaya çıkması neticesinde yeni güvenlik ortamını tanımlamak için ABD ordusu tarafından ortaya atılan VUCA kavramı, bulunduğumuz dönemin şartlarını anlamak için giderek daha fazla kullanılmaya başlandı.
Değişken (volatile), belirsiz (uncertain), karmaşık (complex) ve muğlak (ambigious) olarak açıklanan VUCA kavramı, 2000’li yıllarda ortaya iyice belirginleşen gelişmeler iş dünyasında da sıkça konuşulur oldu. Değişkenlik, değişimin hızının ve boyutlarının gittikçe artmasına; belirsizlik öngörülemezliğin en belirleyici kural olmasına, karmaşıklık parçalar arasındaki ilişkilerin kurulmasının zorlaşmasına ve muğlaklık da çevremizdeki olguları anlamlandırmakta zorlanmamıza işaret ediyor.
Geçmiş tecrübelerin ve ezberlerin yeterli olmayacağı bir süreç yaşıyoruz. Özellikle V tipi yani kısa vadeli ani krizlere alışmış klasik yöneticiler için bu uzun vadeli belirsizlik döneminde gemiyi rotada tutmak alışık olmadıkları bir durum. Bu dönemde ayakta kalacak ve rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacak organizasyonların en önemli farkı manevi kıymetleri (“intangible assets”) olacak.