İnsan olarak her bireyin eşsiz olması nedeniyle doğal afetler karşısında bu etkiye karşı gösterilen reaksiyonlar farklıdır. Olayın şiddeti, mağduriyet yaşayanların kişilik yapısı, toplumsal değerler ve geçmiş deneyimler sonucunda anormal duruma karşı verilen tepki farklılıkları da doğaldır.
Ancak deprem gibi doğal afetler sonucunda doğrudan ve maruz kalınan ikincil travmalar da bireyler üzerinde paralize olmanın vermiş olduğu fizyolojik değişimlere bağlı olarak hissedilen duygu durum değişiklikleri içerisinde özellikle korku, endişe, stres kaynaklı uyku ve odaklanma güçlükleri, yaşanan problemlerin büyük bir bölümü kapsar.
Bu gibi büyük doğal afetlerin sonucunda yas yaşandığında da bu süreç çalışan verimliliği ve iş performansını da oldukça etkileyecektir. Afet sonrasındaki psikolojiyi ve travmayı yönetebilmek önemlidir. Bunun için izlenebilecek bazı adımları birlikte inceleyelim.
Depreme birincil olarak maruz kalan kişilere ve ikincil travma yaşayanlar olarak ayrı destek yöntemleri izlenmelidir. Öncelikli olarak çalışanların psikolojik ilk yardım alabilmesini sağlamalıyız. İkincil travma yaşayan kişiler için de şirket içi iletişim konusunda hassasiyet gösterilmelidir. Ardından uzun dönem psikolojik etkiler ile baş edebilmek adına şirketler, bireylerin psikoterapi ya da psikolojik destek gruplarına katılımları için destek sağlamalıdır. Maruz kalınan kolektif travmalar sonucunda bireylerin duygu ve düşünceleri hakkında sıklıkla konuşulması ile stres seviyelerinin paylaşım ve temas halinde olmasıyla dağılabileceği hatırlanmalıdır.
İş yönetiminde en temel nitelik olan duygusal zekası gelişmiş şirket kültürüne sahip olmak, her durumda şirketler ve çalışanlar için çok önemli bir kültürü kapsar. Doğal afetler gibi önemli olaylar sonucunda özellikle empatik yaklaşım çalışanların duygusal etkileşim arayışı ve ihtiyaçları için saygılı ve kapsayıcı bir ortam oluşturulmalıdır.
Hem afet sonrası erken dönemler için hem de yas sürecindeki çalışanlara, iş yükü ve zaman yönetimini sağlayacak stratejiler belirlenmelidir. Psikolojik sağlıklarını düzenlemek, rutine dönebilmek için çabalayan çalışanlar için esneklik gösterdiğiniz çalışan odaklı yaklaşımlar izlenmelidir.
İş yeri çalışanları için afetler sonrasında travma, stres, kaygı ve yas sürecini de kapsayan bilgilendirme çalışmaları düzenlenmelidir. Çeşitli içerikler hazırlanarak paylaşımlarda bulunulabilir. Bu gibi aktivitelerle bireylerin travma, stres, kaygı ve yas sürecinde bilgi sahibi olduklarında duygu durumlarını yönetebilmek için kazanımlarına yardımcı olunmalıdır.
Yazımızı Maia Szalavitz’den önemli bir alıntıyla bitirmek isteriz: “Ateş ısıtabilir veya yakıp yok edebilir, su susuzluğu giderebilir veya boğabilir, rüzgar okşayabilir ya da kesebilir. İnsan ilişkileri de böyledir: Birbirimizi hem yaratabilir ve yok edebilir, hem besleyebilir ve dehşet içinde bırakabilir, hem de travma yaşatabilir ve iyileştirebiliriz.” BeNova Consulting olarak, şirketinizin ihtiyaç duyduğu tüm süreçlerde yol arkadaşınız olmaya hazırız.